19 Eylül 2007 Çarşamba

ACMA

Merhabalar

Sanırım çok bunalım takıldım son günlerde. Umarım çok sıkmadım sizi. Ama demiştim ya ailem gibi oldunuz. Kime anlatayım ?kime dertleneyim ve naz yapayım? Tabi ki size.

Bu süre zarfında en büyük ilacım blog arkadaşlarımın sayfalarını gezmek ve yorumlar bırakmaya çalışmaktı. Fark ettim ki çok arkadaşım olmuş. Mutlu oldum. Hem de çok. Gezerken eğlendiğimde oldu hüzünlendiğimde. Tüm bunları yaparken dedim ki kendime neden gördüğün ilginç yazıları ve o an gelişmiş ilginç enstantaneleri yazmıyorum sayfamda. Evet karar verdim. Hafta boyunca dolaşacağım notlar alacağım ve arkadaşlarımın sayfalarında hoşuma giden yazıları kendimce yorumlayacağım. Kesinlikle eleştiri gibi olmayacak ben haddimi bilirim. Dedim ya hoşuma gidenler.
Ben Bunun ilk örneğine pazartesi başlamayı düşünüyorum ve her pazartesi bu şekilde devam etsin istiyorum.

Bu sebeptendir 2 örnek hazırladım sizlere. Çok hoşuma giden 2 not. Birini ben buldum diğerini zerrin gösterdi.

Canım Muhterem’cim benim blogcu aleminde en çok sevdiğim arkadaşlarımdan biridir. Laylay lom sayfasına gittim. Çayın öyküsünü yazmış ilginç bir şiirle. Okudum biraz tuhaf oldum. Yorumumu yazdım ve sayfaya tekrar tıkladım diğer yorumları gördüm. Hepsi hemen hemen aynıydı çayın öyküsünü okuduktan sonra “yok bi daha çay içmeyi düşünmüyorum” diyorlardı. O kadar çok güldüm ki bende benzer bir yorum bırakmıştım. Moralim çok bozukken muhteremciğimin sayfasında rastladığım güzellik beni o an için tüm sıkıntılardan kopardı ve çok eğlendim. (umarım kızmadın canımın içi kızdıysan hemen kaldırırım yazıyı)

Diğeri takıperilerin de idi zerrin gösterdi. Sanırım Bir yanlışlık sonucu sevgili Eren’i Derya BAYKAL zannetmişler ve açıklama yapmak zorunda kalmış. “Arkadaşlar ben Derya BAYKAL değilim lütfen yün, tığ, şiş istemeyin” diye. O kadar hoşuma gitti ki sormayın :)

Aslında buradaki yazılar hep ilginç benim yazmama gerek yok. Aycak (Ayça) bahsetmek istediğim kişi. Çok hoş eğlenceli , sevgi dolu bir insan Ayça. Çok kısa süredir tanımama rağmen, 40 yıllık dostum gibi. Yazılarını okurken, gülümseme yüzünüzden hiç eksik olmuyor. Ben sadece diyorum ki; bir de Ayça’yı ziyaret edin bana gelmişken. Süper karşılayacak sizi muhabbetiyle…

Pazartesi ya da Salı günü birikimlerle geleceğim. Hazır olun yazın yazılarınızı ben geliyorummmmmmmmmmm.

Neyse bu kadar yeter bunun üstüne ben size bir açma tarifi vereyim de hafta sonu yaparsanız afiyetle yiyiniz…Sevgiler

MALZEMELER:
· 1 Çay Bardağı Sıvı Yağ
· 2 Su Bardağı Ilık süt
· 2 Çay Kaşığı Mahlep
· 40 Gr Yaş Maya
· 2 Yemek Kaşığı Tuz
· 4 Yemek Kaşığı Toz şeker
· 1 Paket Katı Yağ
· Alabildiğince Un

YAPILIŞI:
Ilık süt ile maya karıştırılır içine katı yağ dışındaki diğer malzemeler eklenir, Yoğrulur. Mayalanan hamur 8 parçaya bölünür , katı yağ dörde bölünür.
Önce bir parça hamur alınır tabak büyüklüğünde açılarak içine bir parça katı yağ konur. Diğer hamurda aynı şekilde açılarak yağlı hamurun üstüne kapatılır. Rulo haline getirildikten sonra hamur elde uzunlamasına sıkılarak yağı yemesi sağlanır. Uzunlaşan hamurdan bir karış alarak elimizde kıvırarak uçlarını birleştiririz. Tüm hamurlar için aynı işlem uygulanır.Üstüne 1 Yumurta sarısı sürülür fırına verilir. AFİYET OLSUUUN

Hiç yorum yok: