8 Eylül 2007 Cumartesi

MAYALI POĞAÇA


Tempo bugünlerde o kadar alışıldık ki,sıkıldııııııııııııım, çatladııııııııııııııııııııım, ( "Zerrin" gezip gördüklerini anlattıkça daha da bir kıskandım şöyle bir şişme durumları oldu ayol)

Sabah fırlayarak yataktan kalk, okula gel, günlük rutin işler, arada eve git sobayı yakmaya , (tüm bunların üstüne şunu hayal etmeniz gerekiyor peşimden köpek yavrusu gibi hiç ayrılmayan kediş. Bütün gün benimle koşturuyor). Koşturarak geri okula gel, ilçeye gidecek yazıları hazırla, akşam 17:00’da kursiyerleri al pc başına geç 18:30 kadar onlarla kal, son olarak eve kendini at.

Yemek yok, çay yok, ben de hal desen o hiç yok (yazııııııııııııık banaaaaaaaaa). Kedi sürtünüp durur “anne beni de besler misin? Daha dışarıya çıkıp erkek arkadaşlarımla kırıştıracağım” offfffffffff of işin en acı yanı da bu kedinin bile benden daha hareketli bir sosyal hayatı var (he he he )

Bu hafta en hareketli olduğum gün pazartesi idi. Okul ekibi akşama bana geleceklerdi. Cumartesinden başlasam rahat rahat hazırlanırım diye düşünüyordum ki…

Belediye başkanının ricası ile okulu açtım ve halledilmesi gereken işler vardı onları yaptım. Gitti mi cumartesi.? (gitti)

Tamam Pazar günü var yaparım… ama ben kendimi hiç hesaba katmadım… ben tembelim ya öyle arı gibi çalışamam. Neyse yine de kendime “sen aslansın Esra kaplansın Esra” gaz vererek başladım. Akşama kadar yaptım uğraştım ama mutfak açısından sonuç tam bir felaketti. Yok ben bu mutfağı mümkün değil temizleyemezdim bir kere dizlerim tutmuyordu. (kilo ve astımın bana hediyesi çabuk yorulmak)

Telefona sarıldım. Aynı evde kalan ve bana çok yakın oturan (dibimde diyeyim) 2 tane öğretmenimi Yeliz ve Hanife’yi aradım “kıslaaaaaaaaar ben çok yoruldum mutfak göçüyor” diye duygu sömürüsü yaptım (gerçeklikte var da, belki inanmazlar diye acındırdım kendimi) Büyük oranda müdürleri olduğum için)))))))) küçük oranda da beni sevdikleri için hemen geldiler veeeeeeeeee mutfağı tertemizzzzz yaptılar… Canlarım benim Hızır gibiydiler…

Ama yorgunluğun hepsine değdi… Pazartesi resmen 2 yıllık kahkaha ihtiyacımı karşılayacak kadar güldüm (ben günde en az 50 kez kahkaha atarım hesap çok kabarık çıkar) O kadar pasta böreği yedik… (Merak etmeyin ağızlarından burunlarından getirdim, iki dakikada bir ne kadar yorulduğumu anlatarak )

Şimdi bu beni 2-3 ay idare mi etmeli…. Yok canım ben yarından tezi yok organizasyon işlerime başlayayım… (benim evde olmasın ama di mi )))))
Şimdi tarifini vereceğim poğaçayı da misafirler için yaptım. Her zaman çok severek tüketirim çok lezzetlidir. Buyurun tarif… (yok toplu pasta resmi falan siz kazana düştünüz).

MALZEMELER:
· 2 Su Bardağı Ilık Süt
· Peynir ben her zamanki gibi çömlek peyniri kullandım)
· Yarım demet Maydanoz
· 1 Paket Yaş Maya (42 gr)
· 1 Tatlı Kaşığı Mahlep
· 4 Yemek Kaşığı Toz Şeker.
· 1 Yemek Kaşığı Tuz
· 3/2 Su Bardağı Sıvı Yağ.
· Alabildiği kadar un
· Üstü için yumurta sarısı


YAPILIŞI:
2 bardak ılık sütte mayayı eritiyoruz mayalandırmadan, mahlebi, şekeri,tuzu yağı koyup karıştırıyoruz. Ardından kulak memesi kıvamından çok daha yumuşak olacak kadar un koyarak yoğuruyoruz. Miktarı siz ayarlayacaksınız dikkatli olun yumuşak olacak. 1 saat kadar ılık ortamda mayalandırıyoruz.
Peynir ve Maydanozumuzu karıştırarak iç harcı hazırlıyoruz.
Mayalanan hamurdan parçalar alıp içine peynirli harç koyup kapatıyoruz. Hamur ele yapışıyorsa elimiz çok az yağa batırıp öyle açalım hamurları. Üstüne yumurta sarısını sürüp ısıtılmış fırında 200 derece de 40 dk kadar pişiriyoruz. AFİYET OLSUUUUUUUUUUUN….

Hiç yorum yok: