18 Eylül 2007 Salı

CHESEECAKE, PERNS VE PRENSES

Dün cheesecake yapmak için mutfağa daldım… Bu arada tv de haberler vardı. Tüm kanallar Hollanda Kraliçesi Beatrice, oğlu veliaht prens William ve onun karısı prenses maxsima'dan bahsediyor… Burnumu dayadım tv camına izliyorum niye mi? Anlatayım…

Yıl 2003 Kasabamız nüfusunun %70 lik kısmı Hollanda da işçi olarak çalıştığı için . Hollanda da bizim Konya’dan bile küçük bir ülke olduğu için,çalışanlar orada bayağı bir nüfus oluşturuyor… E bizimkiler de çok olunca belediye başkanı veliaht prens ve prensesi kasabaya davet etti.

Tabii kimse bu davete ihtimal vermedi… Türkiye’de küçücük bir kasaba prens ve prenses ağırlayacak. Peh kim inanır. Ama kabul ettiler . Biz sadece kasaba ve belediye ile uğraşır derken haber okula bomba gibi düştü… Okul da ziyaret kapsamında.

Derhal ödenek gönderildi tüm öğretmen öğrenci hizmetliler hep beraber başladık okul hazırlamaya Ogünlerde eve gidip kendimi yatağa attığımı bilirim. Ne zaman uyudum ne zaman uyanıp okula gittim hatırlamıyordum.

Bu süre zarfında habire öncü birlikler okula gelip etrafı kolaçan ediyorlardı (sanırım onların koruma örgütleri oluyordu bu arkadaşlar biz tabii görmüşüz yakışıklı elamanları ağız bir karış izliyoruz). Son öncü birlik Hollanda Büyük elçisi ve karısı idi. İşte onlar bizim favorilerimizdi. Çok şeker ve inanılmaz sıcak kanlı insanlardı…




(Fotoğrafla ben oynadım diğer arkadaşları düşündüğüm için seçilebilen saçı kısa başı yere bakan kişi ben sarışın ve hoş bayan Prenses Maxima)

Beklenen gün geldiiiiiiii. Okuldaki öğretmenlerle hep beraber prens ve prensese vermek için ellerimizle otantik bir çömlek hazırladık. Giyindik süslendik beklemeye başladık. Çocuklar hazır ve nazır ,okul nefis durumdaydı.

Kalabalık bir gruptu. Ben hem William hem de Maxima ile tanıştım biraz sohbet ettim. Okulu çok sevdiler…ve gittiler prensesteki zarafet inanılmazdı. Geçekten bazı insanlarda asalet (bende olmayan şey) denen şeyin olabileceğini kanıtlıyordu prenses.

Akşamına tüm tv kanallarında vardım ben .Hatta Hollanda tvlerinde izleyip arayanlar bile olmuştu. Anlayacağınız 2-3 gün süren kısa bir şöhret olmuşluğum var. He he he hey gidi günler hey

Bu arada bunları düşünürken cheesecake yanmadı merak etmeyin…
Tarifini “leyya” bloğunun sahibi arkadaşımdan aldım. Beni olabilecek tüm cheesecake kazalarına karşı uyararak ayrıntılı olarak anlattı. İyi ki öyle anlatmış sanki 40 yıldır yapıyormuşum gibi yaptım…(Teşekkürler leyyacım öpüldünüz). Kendim yaptım diye söylüyorum nefis üstü bişey olmuştu.(başkası yapsa bu kadar övmem zaten he he he ) Bugün okula götürdüm anında bitti.
İşte tarif:

MALZEMELER:
· 2 Paket Labne Peynir
· 2 Paket Burçak Bisküvi
· Yarım Katı Yağ
· 3 Adet Yumurta
· 3 Kaşık Un
· 2 Kaşık Süzme Yoğurt
· 1 Su Bardağı Süt
· 1 Paket Krem Şanti
· 1 Paket Frambuaz Sosu
· 1 Bardak Toz Şeker
· 1 Paket Vanilya



YAPILIŞI:
Bisküvileri robotta un gibi olana kadar çektim üstüne eritilen yarım paket yağ döktüm yoğurdum. Kelepçeli kalıbın altına yağlı kağıdı serdim. Yoğurduğum bisküviyi bastıra bastıra dibine yaydım. Bu karışımı 1 saat buzdolabında beklettim.

Ardından krem şantiyi süt ile çırptım, içine labneleri koydum tekrar çırptım. Sırasıyla yoğurdu, şekeri,vaniyayı, unu ve yumurtaları (tek tek) çırptım. Karışımı bisküvüli tabanın üstüne boşalttım. 150 derecede 60 dk pişiridm üzeri hafif sararınca çıkardım. Sallanabilir korkmayın soğuyunca katılaşıyor.

1 Gün boyunca ellemeyin. Ertesi gün üzerine frambuaz sosunu arkasındaki tarife bakarak hazırladım ve döktüm… Kesinlikle tavsiye ediyorum…AFİYET OLSUUUUUUUUUN…

Hiç yorum yok: