8 Eylül 2007 Cumartesi

TAVUK KÖFTE VE PAPATES PÜRE


Yarın karne günü… hepsi etrafımda “doldu mu karneler zayıf var mı? “Soruları. Benden cevap“ yavrum sen bilmiyor musun zayıfın olup olmadığını?”

Hepsinde ayrı bir heyecan (zayıfı olanlarda korku ve hüzün ağırlıklı notları güzel olanlarda kıpır kıpır sevinçler) .
Hele 1. sınıfların mutluluları onların ilk karneleri…
Yarın hepsi karnelerini kapıp göstermeye çalışacaklar bana ben de o güzel karneleri görünce ; ooooooooooo, aman allahım,ne güzel notlar bunlar ,aferin taktir almışsın, teşekkür almışsın, çığlıklarıyla inceleyeceğim (gerçekten çığlıklarla çünkü büyük tepkilere ,müthiş mutlu oluyorlar). Halbuki notlarını ben doldurdum , karnelerini ben yazdırdım, programdan taktir, teşekkür alanların isimlerini çıkarıp ben tespit ettim… bunu bile bile geliyorlar. Onlar için çok önemli gösterilen tepkiler, güzel sözler bunun için tam bir dönem çalışıyorlar ve hiçbir hediye ağızdan dökülen gurur sözcükleri ile mukayese edilemez çocuklar için, etmemelide en önemlisi budur…

Sonra gözlerim takılacak mahzun mahzun bir kenarda oturan çocuklara çığlıklarla sevinçle karnesini inceleyen ve bizlerinde onlara katılmasıyla artan coşkunun içinde olmak isteyen çocuklara, getirin bakalım karnelerinizi diyeceğim onlara da sıkıla sıkıla tutuşturacaklar karnelerini ellerime ben söyle bir bakıp “hıııııııımmmmmmmm olmamış ama olacak, sana inanıyorum sen bunların hepsini düzeltip canavar gibi olacaksın canavarım benim” diyeceğim o kırıklık yok olacak içlerinde ve müthiş ümit ve heyecanla “ ben de yapacağım ben de alacağım” diyerek gidecek bir sürü sözler verecekler… Gerçekten bir çoğu bir azmi gösteriyor gösteremeyeninde canı sağ olsun oda benim yavrum…
Bu manzara hiç değişmiyor arkadaşlar o kadar mutluluk verici bir şey ki aslında o gürültüye o kadar alışmışız ki 2 hafta geçmiyor çocuklarsız.
Kırıkları bile olsa onlar sizin kıymetlileriniz… Mutlu edin onları yinede, daha önlerinde 4 ayları var. Düzeltirler

Urfa’dan Kayseri’ye çıkmıştı babamın tayini. Ben lise1 de idim yeni bir şehir. Ders yükü çok daha fazla uyum sağlayamadım ve 2 dersten sınıfta kaldım. Sonra sınıf tekrarı söz konusu oldu. Okul öğrenci sayımız çok fazla etme dedi, babam bu kız okumayacak otursun evde dedi… Hem okul idaresi hem babamın sözleri dünyamı karartmıştı. Ama bu sürede tam bir anne aslan gibi davranan annem ortalığı birbirine kattı. Gidecek dedi ve çok mücadele verdi… Her iki kurumuda zor bela ikna ettikten sonra ben lise1’i tekrar okudum. Ama azmimi görmeli idiniz annemin yüzünü kara çıkarmamam gerekiyordu. Hiç zayıfsız geçtim ve şu anda 11 yıldır öğretmenim. Hepsi bana sonuna kadar inanan annem sayesinde hiçbir hediye annemin inancı ile ölçülemezdi.
Aslında koca insanlarız ama hala yaptığımız her pasta börekten sonra yorumlarımızla birbirimiz ayakta tutmaya çalışıyoruz. Bu da bir çeşit manevi itekleme değil midir.? İtekleyin beni arkadaşlarrrrrrrrrrrrr…

TAVUK KÖFTESİ VE PÜRE
Lezzetli ve hoşa giden bir köfte deneyin pişmanlık yok…)))… Benim ani misafirlerimde kurtarıcı yemeğimdir.
MALZEMELER:
Köfte İçin:
· 300 gr Tavuk Göğsü
· 1/3 Paket Köfte Harcı
· Galeta Unu
· 1 Yumurta
· 4 Adet Sarımsak
· Kırmızı Toz Biber
· 1 Kaşık Sıvı Yağ
Püre İçin:
· 5 Adet Orta Boy Patates
· 2 Kaşık Tereyağı
· 1 Su Bardağı Süt
YAPILIŞI:
Tavuk göğsünü rondola çekip kıyma haline getiriyoruz. Sonra tüm köfte malzemelerini yoğurup köfte haline getiriyoruz. Yağlanmış tepsiye dizip fırına veriyoruz. 175 derecede 45 dk da pişiyor.
Püremiz için patatesleri soyup doğruyoruz, tencereye patateslerin üstünü geçecek kadar su koyup pişmeye bırakıyoruz. Suyunu çekip piştikten sonra ağır ateşte önce tereyağını koyup sonrada sütümüzü yavaş yavaş ekleyip püreyi iyice çırpıyoruz. Sütü çekince ateşten alıyoruz… AFİYET OLSUUUUUUUN

Hiç yorum yok: